Danışmanlarımızdan

Birçok insan, başarılı olunca mutlu olacağını düşünür.

Acaba bu gerçekten doğru mu?

Başarıyla mutlu olmak mümkün mü?

DIŞ KAYNAKLI İNSANLAR

İnsanlar mutluluk açısından bakış açılarına göre ikiye ayrılır: dış kaynaklılar ve iç kaynaklılar.

Dış kaynaklı insanlarda değersizlik duygusu vardır. Değersizlik duygularını gidermek için dış faktörlere ihtiyaç duyarlar.

Bu insanlar değerli hissetmek için para, mevki, ün gibi dışsal faktörler peşinden koşar.

Yani, bu insanların mutlu olmaları bir koşula bağlıdır. Örneğin, başarıyla mutlu olurlar ve başardıkça, onaylandıklarını düşünürler.

Ama mutlu olmak için sürekli başarmak zorundadırlar.

Bu da sürdürülebilir değildir. Sürekli kaygı içinde yaşarlar. Anda olamazlar ve hayatı yaşayamazlar. Sadece var olur.

İÇ KAYNAKLI İNSANLAR

İç kaynaklı insanlar ise kendi benlikleriyle değerli olduklarını ve değer görmek için başka bir unsura gerek olmadığını düşünürler.

Bu insanlar kendi kişilikleriyle, kimlikleriyle veya değerleriyle kabul görürler. Kendilerini dış faktörlerle tanımlamazlar. Böylece de mutlulukları sürdürebilirdir. İç huzurları vardır.

EĞİTİM VE AİLE SİSTEMİ

Ama maalesef hem eğitim hem de aile sistemimiz, dış kaynaklı olmaya özendirmektedir. Aileler ve öğretmenler çocukları başarıyla tanımlamaktadır.

Bir aile veya öğretmen çocuğu başarıyla tanımladıkça çocukta değersizlik duygusu oluşur.

Örneğin, çocuk sınavdan 70 alır ve aile hemen sorar: “100 alan var mı?”, “Sınıf ortalaması kaç?”, “Ahmet kaç aldı?”.

Tüm bu söylemlerden sonra çocuk der ki “Ailem beni ben olduğum için değil (iç kaynak), başarımla (dış kaynak) seviyor.”

Çocukta değersizlik duygusu başlar.

Peki, bir öğrenci kendisindeki değersizlik duygusundan kurtulmak için ne tür davranışlar sergiler?

DEĞERSİZLİK DUYGUSUNDAN KURTULMA

Değerli hissetmek için sürekli çalışır, çalışmayı tamamen bırakır ya da bağımlılıklar geliştirir.

Çalışanlar, işkolik ya da mükemmeliyetçi olur. Bu da kaygılı bir yaşam demek.

Çalışmayanlar, tembel davranır ve okulu önemsizleştirir.

Bağımlılık geliştirenler de genellikle oyunlara bağımlı olur.

Aileler de bu durumdan sürekli şikayet eder. Aslında aileler şikayet etmeyi bırakıp, çocuklarıyla ilişki kurmalıdır. Tüm bunlar yara bandıdır.

Kısacası aileler çocukları başarılarıyla değil, kendi kimlikleriyle kabul etmelidir. Çocuk demelidir ki “Sonuç ne olursa olsun ailem beni her zaman seviyor.”

Bunu hisseden çocuk hem okulda hem de yaşamda başarılı olur.

NOT: Peki, iç kaynaklı insanlar nasıl başarılı olur? Onu da bir sonraki yazımda yazacağım.