Danışmanlarımızdan

Çocuğunuz zeki mi?

Evet. Çocuğunuz zeki.

Araştırmalar, bizler gibi sıradan insanların tümünün büyük bir zekâ potansiyeli ile dünyaya geldiğini gösteriyor.

Bu muhteşem potansiyel o kadar zeki ki içinde yer aldığı (doğduğu, iletişimde bulunduğu) ortamın kendisinden ne kadar ve hangi yönde “zekâ” beklediğini öğreniyor ve ona göre şekilleniyor.

Bir aile ile onların salonunda oturuyorduk. 6-7 yaşlarındaki çocuklarını işaret ederek “delikanlı nasıl?” diye sordum. Anne “I-ıh” dedi, “bundan adam olmayacak.” Neden, diye sordum, komşu çocuk şimdiden İngilizce öğrenmeye başlamış, (evdeki eşyaların üzerine İngilizce adlar yazıyorlarmış, mesela masanın üzerine table, sandalyenin üzerine chair, yazıyorlarmış. Çocuk da yanlarından geçerken o İngilizce kelimeleri tekrar ediyormuş) bunlar da kendi evlerinde aynı şeyi yapmışlar, ama çocuk ilgilenmemiş. İşte o nedenle “adam olmayacak”mış.

Bir yakınım ODTÜ Felsefe Bölümü’nü kazanmış. Bir konu konuşulurken babası onunla ilgili olarak “neyi başardı ki şu hayatta şimdiye kadar” deyivermiş.

Araştırmalar, zekânın değişebilir olduğunu gösteriyor. Yani sabit değil. Geliştirilebilir, geriletilebilir.

Bir çalışmada ilkokula başlayan çocukların zekâ seviyeleri ölçülüyor. Çocuklardan yüksek puan alanları bir sınıfa koyuyorlar ama hem çocuklara hem anababalarına hem de öğretmenlerine “bu çocukların zekâ puanları düşük,” diyorlar. Başka bir sınıfa zekâ puanları düşük çocukları koyuyorlar, ama “bunların zekâ seviyeleri çok yüksek” diyorlar.

Sonra bunlara velilerin ve öğretmenlerin nasıl yaklaştıklarını gözlemliyorlar: zekâ seviyesi düşük zannedilen sınıfta örneğin öğretmenler çocuk bir soru sorduğunda “anlamıyorsun ki ne soruyorsun?” ya da “anlatsam anlayacak mısın sanki?”, “kafan basmaz ki” şeklinde yaklaşıyorlar. Diğer sınıfta ise çocuk bir soru sorduğunda öğretmeni ilgi ile dinliyor, soru alakasız dahi olsa “bu çocuk nasılsa çok zeki, bir bildiği vardır herhalde” diyerek açıklamaya ve anlamaya çalışıyorlarmış.

Az bir zaman sonra aslında yüksek olan çocukların zekâları düşmeye, düşük olan çocuklarınki ise yükselmeye başlamış. Üstelik de ilk çocuklar geceleri altlarına kaçırmaya, şiddete başvurmaya, okul malına zarar vermeye başlamışlar. Diğer sınıfta ise bu yönlerde de iyileşmeler sağlanmış.

Çocuğunuzda zekâyı ne için istiyorsunuz? Sizin olamadığınız, ya da sizce olunması doğru şeyler için mi? Mesela harika bir üniversitenin muhteşem bir bölümünü kazanması, çok iyi para getiren bir işte çalışması için mi? Bunun için mi zeki olsun istiyorsunuz? Ya da sizin sınıfınızdan çıkıp o en makbul üniversiteyi kazanarak “benim sınıfımdan çıkanlar şu bölümleri kazanır” diyebilmek için mi? Eğer bunlar için zekâ istiyorsanız, çocukta bunu bulmanız çok zor. Bu kadar istiyorsanız kendiniz o zekâyı gösterin.

Ama çocuğun kendi ideallerini gerçekleştirmesini, kendi yaşamını kurmasını, kendi ayakları üzerinde durmasını, erdemli ve karakterli bir insan olmasını istiyorsanız, işte bunların tümü için yeterli zekâ onda var. Ona kendi zekâsını sergileyeceği, kendi zekâsının izinde yürüyeceği ortamları –doğru biçimde- sağlayın, gerisini merak etmeyin.

İki örnek ile meramımı anlatayım:

Biraz ileride iki kızkardeş ve onların çocukları gidiyorlardı. Bir cıvıltı vardı. Önlerinde boynuna bağladığı bir tezgahta bir liralık kalem satan bir adam vardı. Kadınlardan biri tezgahı işaret ederek; çocuklar size kalem alayım mı, dedi. Çocuklar sevinçle “alsana, al, hadi al” dediler. Biraz sonra kadın her çocuk için tezgahtan birer kalem almış ve avuçlarına koymuştu. Böyle yetiştirilmiş, her kararı başkaları tarafından verilmiş çocukların zekâları gelişmemeye, büyümemeye başlar. Oysa o kadın tamam hadi bakalım, herkes kendisinin en beğendiği kalemi seçsin, deseydi o çocukların her birinde zekâ bir adım daha gelişmiş olacaktı.

Plajdayım, anne çocuğu zorla suya sokmaya çalışıyor. Babası da yandan zorluyor. Çocuk çığlık çığlığa girmek istemiyor. Ve defalarca zorla sokuyorlar suya çocuğu. Bu çocuk seçim yapmasına izin verilmeyen, kendi arzusundan –denize girmemek- zorla vazgeçirilen bir çocuktur. Böyle olaylarla sık sık karşılaşıyorsa, o çocuk seçim yapmayı öğrenemez, seçim yaparken nelerin önemli olduğunu anlayamaz, sorunları nasıl aşabileceğini kavrayamaz, yani zekâsı gelişmez…

Seçim yapmalarına izin vermek, bu seçimlerinin sorumluluklarını almalarını sağlamakta kararlı olmak (köpek mi istedi, tüm bakımını o yapmak zorunda), kendi sorunlarını kendisinin çözmesini sağlamak, bolca sokak oyunlarına katılmak, evdeki işlerde sorumluluk üstlenmelerini sağlamak, kitap okuma alışkanlığı kazandırmak, merak eden bir ortam yaratmak, sorularını geçiştirmemek, birlikte araştırmak… onların zekâlarını geliştirmelerine büyük destek olacaktır.